Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zalimler...
Bakara Sûresindeki Âyeti kerîmelerde, gayet açık olarak beyân olunuyor ki: - "Mâbedleri yıkan, buralarda Allah'ın anılmasına mâni olan kimselerden daha zalim kim olur?" Evet, eğer bunlar da zalim olmayacaksa, zalim kim olur? Âyet-i Kerîmeler güneş gibi açık iken, hâlâ bu işleri ve yapanları mâzur göstermek isteyenlere ( Mehmed Vehbi Hoca(!) gibilere) şaşmamak mümkün değildir... Demek ki onlara, Allah'ın bildirmesi de, şehadeti de kâfi gelmiyor. Zalim bunlar değilse kimlerdir?
Sayfa 180 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Bunlar da Zalim Değilse, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ÂLİMLERİN TAVRI ve MEHMED VEHBİ EFENDİ...
Cumhuriyetin ilk yıllarında (Hükûmetin dinsizliği karşısında) âlimlerin aldıkları iki çeşit tavrı, dedem, amcam ve babam ile Mehmed Vehbi Efend'ye benzeyenlerin davranışlarında görebiliriz. Vehbi efendi gibiler, evlerinden çıkmaz, vaaz, sohbet ve irşadla meşgul olmak şöyle dursun, "Aman hükûmet darılmasın!" diye konuşmaz; din aleyhtarı hareketleri, "İstemeden yapıyorlar." diye tevil edip, mazur göstermeye çalışırlardı...
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
KONYALI MEHMED VEHBİ EFENDİ'NİN ŞAKŞAKÇILIĞI!..
Amcam merhum, bir gün sofrada, celâllenerek şöyle demişti: - "(...) Şimdi Bakıyorum da dün: Belki niyetleri iyidir, işin nereye varacağını bilmeden bu dinsizliği yapıyorlardır, hatâlarını anlayınca düzeltirler" diye mazur görülüp müsamaha ile bazı kimselere bakılıyor idi. Ama bugün bütün maskeler düşmüştür. Bunu gören Bediüzzaman gibi bazı zatlar, vazife kabul etmeyip, âlet olmayı reddederek çekilmişlerdir. Sen (Mehmed Vehbi Efendi), böyle yapma, milleti uyandırmaya çalışma, yapanları da ayıpla, tenkid et suçla... Bir de kalkıp, mazlum insanlara, "Vatanda yatacak yer bulamadılar..." diye dil uzat... İşte bu olamaz!..
Sayfa 178 - 179 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
MUSATAFA SABRİ EFENDİ ve KONYALI MEHMED VEHBİ HOCA...
Şeyhü'l-İslâm (Konyalı Mehmed Vehbi'nin Kahire'de bir dâvetine icabet etmeyişini) şu sözlerle izâh ve ifâde etti: "Hocayla bizim yıllarca süren bir mücadelemiz vardır. Hoca bizi haksız, kendini haklı görür idi. Acaba hâlâ öyle mi görür? Şimdi ben ona ne diyebilirim? Hoca hadi diyelim ki, Talât, Enver, Cemal ve Mahmut Şevket Paşaları bize karşı senelerce müdafaa eder, bizimle mücadele ederken, hadi diyelim ki, onların iç yüzleri o zaman anlaşılmadıydı! Fakat bugün de hâla, memlekette değişmeyen hiçbir şey bırakmayanları da mı anlayamadın? Yine mi onları insanlara karşı müdafaa ediyor, kimseyi konuşturmuyorsun! Elinden bir şey gelmiyor, diye susup, üzülüp otursan neyse... Her şey değişti; ama sen hâlâ Şer'iye Vekaleti'nin maaşını neden alıyorsun... mu diyeyim? Onunla ne konuşayım evladım
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Mustafa Sabri Efendi'nin Sözleri. (Konyalı Mehmed Vehbi Efendi Hakkında), Kaynak YayınlarıKitabı okudu
HÜLÂSATÜ'L BEYAN SAHİBİ KONYALI VEHBİ EFENDİ...
Hâdimli Hoca (Müfessir, Konyalı Mehmed Vehbi Çelik), Zeynelabidin ve Ziya Efendilerin yurt dışında vefat etmiş bulunmaları dolayısıyla şu sözleri söylemiş: - Yeryüzünde yatacak yer bulamadılar; vatan onları dışarı attı..." Buna karşılık amcam şöyle demişti: "Birisini Beytullah bağrına bastı; diğerini de Muhammed Mustafa sancağı altında sakladı... Bir Cennetü'l Muallâ'ya diğeri Cennetü'l Bakî'ye gömüldü... Bu zatlar Müslüman Türkün Müslüman kalmasından başka ne için çalıştılar, başka ne istiyorlardı? Onlar için böyle konuşup da Türkün Müslüman kalmasını istemeyenlere sevgi saygı göstermek, büyük bir âlimin şanına yakışır mı?" -devamı yorumda-
Sayfa 173 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Amcam, Vehbi Efendiye Dargındı, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
"Bir gün arkadaşlarıyla birlikte Lâfut'a, İbrahim Paşa Kışlası'na doğru yürüyüşe çıkmışlardı. Ali İlmî Bey, "Üstadım Antakya'mızı beğendiğinizi söylediniz. Acaba duygularınızı dile getiren bir şiirinizi rica edebilir miyiz?" deyince, merhum, bir kışlanın gönderinde dalgalanan düşman bayrağına, bir de gurûb etmekte olan güneşe doğru bakar, içinin bütün hüznüyle, "Vîrânelerin yascısı baykuşlara döndüm... Gördüm de hazânında bu cennet gibi yurdu... Gül devrini bilseydim onun bülbül olurdum... Ya Rab! Beni evvel getireydin ne olurdu?.." şiirini okuyor, dinleyenleri mestediyordu."
Sayfa 113 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"...Herkes vazifesini yoluyla ve ihlâs ile yapsa zannederim bütün dostlar birbirinden hoşnut ve dil-şâd olur."
Sayfa 106 - Şule Yayınları | Uçman, s. 99Kitabı okuyor
KAĞNIYA ŞÜKÜR...
Dedemle hocası kağnıya binmişler köye gidiyorlar. Öküzlerin ipi Mehmed Amca'da. Dedem elinde kitap hocasına okuyor. Bir zaman sonra Aladağlı Hoca demiş ki: "Veyis Efendi ibareyi unutma. Parmağını bas da Allah'a bir şükredelim. Yahu ne nimettir bu, Allah'ın bize verdiği! Hem otururuz, hem yürürüz yahu! Bu nimetin şükrünü biz nasıl eda edeceğiz?" Dedem böyle anlatırdı. "Öyle, derdi; uyanık insan, nimetin kadrini bilir..." Ne mübarek, ne kıymetli, ne kâmil insanlar gelip geçmiş ve muhakkak zamanımızda da var...
Sayfa 103 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Kağnıya Şükür, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Mücahidler...
Gönenli Mehmed Hoca, bulunmaz bir insandı. Namına Gönen'de bir külliye yapıldı. Gönenli ve amcam gibi ömrünü İslâm'a feda eden kimselere ne yapılsa azdır. Böyle mücahidlerin Allah adedini artırsın...
Sayfa 57 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Babam Hacıveyiszâde İbrahim Efendi-, Gönenli'nin Cömertliği, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
EHL-İ HÂL GÖNENLİ MEHMED EFENDİ...
Gönenli Hoca, sarıklı cübbeli fakat aynı zamanda papyon kravatlı, eldivenli ve bastonluydu. Çok temiz, titiz giyinirdi. Yere gelince tozlanmasın diye sarığının ön kısmı, fesin az üzerinden sarılmıştı. 1931'de elini öpüp tanışmıştık. Fakat 20 sene sonra hacca geldiğinde, Medine-i Münevvere'de görüştüğümüzde, tabiî olarak tanıyamadı. "Ben seni tanıyamadım. Nerden tanıyorsun beni?" dedi. "Hocam talebenizim. Beraber mukabele okumuştuk" yerini ve tarihini söyleyince , gülümsedi: "Kardeşim o yılların üzerinden karlar kışlar geçti; dedi; o günkü Hâfız Mehmed başkaydı, bugünkü Hâfız Mehmed başka!" Gerçekten de eski sakalsız, şık Gönen'linin günde iki kere ütüleniyormuş gibi görünen pantolonu, pırıl pırıl parlayan potinleri, kravatı, eldiveni gitmiş; yerine mütevazı, sakallı, ehl-i hâl Gönenli Mehmet Efendi Gelmişti...
Sayfa 55 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Babam Hacıveyiszâde İbrahim Efendi-, Ehl-i Hâl Gönenli Mehmet Efendi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
578 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.